Kayıp Fındık Köyü Çocuk Masalı
Kayıp Fındık Köyü Çocuk Masalı
Sincap Fındık, ormanda yaşayan en hızlı ve en hareketli sincaptı. Sabahları erkenden uyanır, bir daldan diğerine atlayarak fındık toplardı. Fındık yemeye o kadar düşkündü ki bazen gün boyu hiç durmadan sadece fındık arardı. Ormandaki dostları ona gülerek “Sen fındıktan başka bir şey yemez misin?” diye sorarlardı. O ise kuyruğunu sallayarak “Hayır! Çünkü fındık en güzel yiyecek!” diye cevap verirdi.
Bir gün, Fındık her zamanki gibi kahvaltısını yaparken uzaktan gelen bir koku aldı. Fırından yeni çıkmış kavrulmuş fındık kokusuna benzeyen bir koku! Burnunu havaya kaldırıp derin bir nefes aldı. "Bu koku da ne böyle? Ormanda kimse fındık pişirmez ki!" diye düşündü. Merakına yenik düşerek kokuyu takip etmeye başladı.
Fındık, kokunun geldiği yöne doğru ilerlerken kendisini hiç bilmediği bir patikanın girişinde buldu. Bu yol, dev gibi ağaçlarla kaplıydı ve yaprakların arasından sızan ışık yolu hafifçe aydınlatıyordu. Patika, normalde gittiği yollar gibi değildi. Toprak daha yumuşaktı, etrafta daha fazla fındık kabuğu vardı ve her yer mis gibi kokuyordu.
"Burada bir şeyler oluyor, kesinlikle keşfetmeliyim!" diye düşündü. Ancak içinden bir ses "Bilinmeyen yerlere gitmek tehlikelidir." diyordu. Bir an duraksadı, ama sonra kuyruğunu sallayarak "Ben Sincap Fındık’ım! Fındık konusunda hiçbir şey beni durduramaz!" dedi ve patikaya girdi.
Yavaşça ilerlerken yerde parlak bir taş fark etti. Üzerinde eski sincap sembolleri vardı. Fındık taşı merakla inceledi ve patisiyle hafifçe itti. Bir anda yer titremeye başladı ve taşın altından küçük bir kapı açıldı! Gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Bu da neyin nesi?!" diye bağırdı.
Kapının içinden sıcak bir ışık yayılıyordu ve içeriden fındık kokusu geliyordu. Fındık, merakına yenik düşerek kapıdan içeri atladı. Bir anda kendisini bambaşka bir dünyada buldu!
Burası Kayıp Fındık Köyü'ydü! Minik sincap evleri, ağaç kovuklarına yapılmış küçük fırınlar ve fındık dolu masalar vardı. Ama en ilginç olanı, burada yaşayan sincapların hiç dışarı çıkmamasıydı! Her biri kendi işine bakıyor, fındık ezmesi yapıyor ya da kavrulmuş fındıkları sıralıyordu.
Fındık büyük bir heyecanla “Merhaba! Ben Fındık! Burası da neresi?” diye sordu. Ama sincaplar ona dönüp sadece kısa bir bakış attılar ve işlerine devam ettiler. Fındık biraz şaşkın bir şekilde bir yaşlı sincaba yaklaştı.
“Affedersiniz, burası neresi? Ve neden kimse dışarı çıkmıyor?” diye sordu.
Yaşlı sincap derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı. “Burası Kayıp Fındık Köyü. Yıllar önce, dış dünyadaki tehlikelerden korunmak için kendimizi buraya kapattık. Burada her şeyimiz var, dışarı çıkmaya ihtiyacımız yok.”
Fındık, duyduklarına inanamadı. “Ama dış dünya harika bir yer! Orada rüzgar var, ağaçlar var, arkadaşlar var! Sadece fındık yemek yetmez, biraz eğlenmek de gerekmez mi?” dedi.
Yaşlı sincap hafifçe gülümsedi. “Belki haklısın,” dedi. “Ama biz buraya alıştık.”
Fındık birkaç gün boyunca köyde kaldı. Buradaki fındıklar gerçekten çok lezzetliydi, ama dış dünyanın eksikliğini hissetmeye başladı. Yeni dostlar edinmişti ama onların sadece çalışıp fındık yediklerini görmek ona garip geliyordu.
Bir sabah, köyün çocuk sincapları ona yaklaşarak “Fındık, dış dünya gerçekten güzel mi?” diye sordular. “Ağaçlara tırmanmak nasıl bir şey? Yaprakların arasında oynamak?”
Fındık büyük bir gülümsemeyle “Sizi dışarı götüreyim, her şeyi kendiniz görün!” dedi.
Ancak bu kolay olmayacaktı. Köyün büyük kapısı çok uzun zamandır kapalıydı ve sadece birlikte hareket ederlerse açılabilecekti. Fındık, sincapları bir araya topladı ve hep birlikte kapıyı itmeye başladılar.
"Bir... iki... üç!"
Ve kapı büyük bir "GÜMMM!" sesiyle açıldı. İlk başta herkes şaşkınlık içinde gökyüzüne baktı. O kadar uzun zamandır kapalı kalmışlardı ki güneşin ışığını bile unutmuşlardı!
Ama birkaç dakika sonra, çocuk sincaplar sevinçle ağaçlara tırmanmaya başladılar. Birbirlerine fındık fırlatıyor, dallardan dallara zıplıyor, rüzgarın tadını çıkarıyorlardı.
Yaşlı sincap bile dışarı çıkıp yüzünü güneşe çevirdi ve gülümsedi. “Belki de dış dünya sandığımız kadar korkunç değilmiş,” dedi.
O günden sonra Kayıp Fındık Köyü'ndeki sincaplar hem içeride çalışıp hem de dış dünyaya açılmaya karar verdiler.
Sincap Fındık ise büyük bir macera yaşamanın mutluluğuyla köyüne geri döndü. Ama artık sadece fındık yemekle yetinmeyeceğini biliyordu. Artık keşfetmek, yeni şeyler görmek ve her gün biraz daha macera yaşamak istiyordu.
Ve o günden sonra ormanda hiçbir sincap, Sincap Fındık’a sadece “Sen fındıktan başka bir şey yemez misin?” diye sormadı.
Çünkü artık herkes biliyordu:
Hayat, sadece yemek yemek değil, macera dolu keşifler yapmaktı!
🧙♂️ Bu masalın çocuklara kazanımları 🧚♀️
Bu masal, keşfetmenin ve değişime açık olmanın önemini anlatır. Sincap Fındık, bilinmeyene cesaretle adım atarak Kayıp Fındık Köyü’nü keşfeder ve oradaki sincaplara dış dünyanın güzelliklerini gösterir. Masal, merak duygusunun, paylaşmanın ve yeni deneyimler edinmenin yaşamı nasıl zenginleştirdiğini vurgular. Aynı zamanda, sadece tek bir şeye bağlı kalmanın yerine farklı şeyler denemenin ve dengeli bir hayat sürmenin önemini öğretir.
👉 "Gizemli Fener" masalındaki sürprizlerle dolu macerayı keşfetmek için buraya tıklayın – minik okurlar için heyecan dolu bir serüven başlıyor!
👉 Okul öncesi yaş grubuna uygun daha fazla masal için bu bağlantıyı ziyaret edin – eğlence ve öğrenmenin bir arada olduğu hikayeler sizi bekliyor!
👉 Masallar ve hikayelerle dolu bir dünyaya adım atmak için bizi Instagram’da takip edin – miniklerin ilgisini çekecek yepyeni içerikler burada!
🛒 Miniklere hem eğlenceli hem de öğretici bir hediye almak ister misiniz? Shopier mağazamıza göz atın – çocukların gelişimine katkı sağlayacak harika kitaplar sizi bekliyor!
Yorumlar
Yorum Gönder